SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 948 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

59 - (948) حدثنا هارون بن معروف وهارون بن سعيد الأيلي والوليد بن شجاع السكوني (قال الوليد: حدثني. قال الآخران: حدثنا ابن وهب). أخبرني أبو صخر عن شريك بن عبدالله بن أبي نمر، عن كريب مولى ابن عباس، عن عبدالله بن عباس ؛

 أنه مات ابن له بقديد أو بعسفان. فقال: يا كريب ! انظر ما اجتمع له من الناس. قال: فخرجت فإذا ناس قد اجتمعوا له. فأخبرته. فقال: تقول هم أربعون ؟ قال: نعم. قال: أخرجوه. فإني سمعت رسول الله عليه وسلم يقول "ما من رجل مسلم يموت فيقوم على جنازته أربعون رجلا، لا يشركون بالله شيئا إلا شفعهم الله فيه".

وفي رواية ابن معروف: عن شريك ابن أبي نمر، عن كريب، عن ابن عباس.

 

[ش (بقديد أو بعسفان) شك من الراوي. وقديد وعسفان موضعان بين الحرمين].

 

{59}

Bize Harun b. Mâ'ruf ile Hârûn b. Said El-Eylî ve Velîd b. Şücâ' Es-Sekûnî rivayet ettiler. Velid (Bana rivayet etti.) tâbirini kullandı. Ötekiler: (Bize İbni Vehb rivayet etti.) dediler. (Demişki): Bana Ebû Sahr, Serik b. Abdillâh İbni Ebî Nemîr'den, o da İbni Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, o da Abdullah îbni Abbâs'dan naklen haber verdiki,

 

İbni Abbâs'ın Kudeyd'de yahut Usfân'da bir oğlu vefat etmiş. Bunun üzerine İbni Abbâs:

 

  Yâ Kureyb! Bak oğlumun cenazesine ne kadar cemâat toplanmış ? demiş.

 

Kureyb diyor ki: Bunun üzerine ben dışarıya çıktım. Bir de baktım ki oğlunun cenazesine bir hayli cemâat toplanmış. Bunu kendisine haber verdim, ibni Abbâs:

 

  Bu toplananların kırk kişi olduğunu tamhîn eder misin? dedi. Ben:

 

 Evet; cevâbını verdim.

 

  (Öyle ise) cenazeyi çıkarın. Zira ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim:

 

«Hiç bir Müslüman yoktur ki, öldüğü zaman cenazesini Allah'a hiç bir şey'i şerik koşmayan kırk kişi tutup kapsın da, Allah kendilerine o kimse hakkında şefâata izin vermesin.» dedi. îbni Ma'rufun rivayetinde: «Serik b. Ebi Nemir'den, o da Kureyb'den. o da İbni Abbus'dan. deniimiştir.

 

 

İzah:

Kudeyd ile Usfan: Mekke ile Medine arasında iki yerin ismidirler. Râvi

 

çocuğun hangisinde vefat ettiğinde şüphe etmiştir.

 

Gerek bu, gerekse bundan önceki (947nolu) hadis, Müslümanlardan cenaze namazı kılan cemâatin o cenaze hakkındaki şefaat isteklerinin kabul edileceğine delildir. Cenaze namazında cemaatın kalabalık olması müstehabdır. Maamafih rivâyetlerde gösterilen adetlerin az miktarlarına da şefaat hakkı verileceğine göre kırk adedini bildiren hadîs, yüz adedinin mefhûmunu itibardan ıskaat etmiş; üç saff hadîsinin mefhûmu dahi kırk kişi mefhûmunun hükmünü kaldırmıştır. Binâenaleyh netice ittibârı ile mâna şu olur: «Cenaze hakkında şefaat isteyenlerin arzular, is'âf edilecektir.